NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
عَبْدَةَ
حَدَّثَنَا
الْمُغِيرَةُ
بْنُ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
حَدَّثَنِي
أَبِي عَبْدُ
الرَّحْمَنِ بْنُ
الْحَارِثِ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَضَى فِي
السَّيْلِ
الْمَهْزُورِ
أَنْ
يُمْسَكَ
حَتَّى يَبْلُغَ
الْكَعْبَيْنِ
ثُمَّ
يُرْسِلُ الْأَعْلَى
عَلَى
الْأَسْفَلِ
Amr b. Şu'ayb'ın
dedesinden rivayet olunduğuna göre;
Rasûlullah (s.a.v.),
el-Mehzûr (denilen vadi)deki su kanalı hakkında, (insanın oradan gelen suyu)
topuklara yükselinceye kadar tutabileceğine, (kanalın) yukarı (başında bulunan)
kimse (nin onu bu kadar beklettikten) sonra aşağı (da bulunan bahçeler) üzerine
bırakıvermesi gerektiğine hükmetmiştir.
İzah:
İbn Mâce, rühûn;
Muvatta, akdiye
Bu hadıs-i şerifler,
tarlası veya bahçesi suyun kaynağına daha yakın olduğu için aşağıdaki tarlalara
nisbetle suyun kendi tarlasına daha önce uğradığı tarla sahiplerinin bu suyu
topuklara ulaşıncaya kadar kendi tarlalarında tutabileceklerine, daha sonra
aşağı tarlalara salıvermeleri gerektiğine delâlet etmektedir.
Avnü'l-Ma'bûd yazarının
İbnü't-Tîn'den naklen yaptığı açıklamaya göre; bu hadisler, bahçesine veya
tarlasına su gelen kimse o suyu topuklara erişinceye kadar bahçesinde
bekleterek aşağıda bulunan bahçelere salmayabilir diyen cumhuru ulemânın
delilidir.
İbn Kinâne'ye göre ise;
bu hüküm, her tarla veya bahçe için geçerli değildir. Ancak, hurmalıklar ve
ağaçlıklar için geçerlidir. Ekin tarlaları için ise bu süre suyun nalın tasması
seviyesine çıkmasına kadardır. Bundan sonra salıverilir.
Taberi'ye göre ise, bu
süre araziden araziye değişir. Her arazi için yeteri kadar bekletilir.